Dünyanın en büyük tropik sulak alanı olan Brezilya’nın Pantanal’ının kalbinde ciddi bir çevre krizi yaşanıyor. Son raporlar, alışılmadık derecede kuru ve sıcak koşulların körüklediği bir dizi yoğun yangının, bu biyolojik çeşitlilik sıcak noktasındaki 770.000 hektara yakın alanı tahrip ettiğini gösteriyor. Yılın toplam yangın hasarının %65’ini temsil eden bu yıkıcı rakam, Rio de Janeiro Federal Üniversitesi tarafından açıklandı ve önceki yıllara kıyasla endişe verici bir artışın altını çizdi.
Brezilya’daki önemli bir federal kurum olan Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü, Kasım ayının ilk 17 gününde şaşırtıcı derecede 3.380 yangın tespit etti yalnız. Bu rakam, geçen yılın aynı döneminde kaydedilen yalnızca 69 yangını gölgede bırakıyor ve veri toplamanın başladığı 1998 yılından bu yana yeni ve rahatsız edici bir rekora işaret ediyor. Pantanal, sayısız bitki ve hayvan türünü barındıran bir biyolojik çeşitlilik hazinesidir. En dikkate değer sakinleri arasında, ekolojik ve turistik açıdan büyük öneme sahip bir tür olan jaguarlar yer alıyor.
Yağışlı mevsimde Pantanal bir su cennetine dönüşerek bu görkemli yaratıkların yanı sıra Amerika papağanı, kayman ve kapibara gibi diğer türleri görmek isteyen yaban hayatı meraklılarının ilgisini çeker. Ancak son dönemde yaşanan yangınlar bölgeye benzeri görülmemiş bir yıkım getirdi. Jaguarlar için ünlü bir sığınak olan Encontro das Aguas (Suların Buluşması) parkı büyük hasar gördü. Bir zamanlar canlı ve bereketli olan park artık yanmış durumda ve yeşillikleri küle dönüşmüş durumda. Bu dönüşüm, doğanın sıkıntısının dokunaklı bir sembolü olan yanmış arazinin ortasında bir jaguara tanık olan Associated Press ekibi için çok açıktı.
1.000 kilometrekarelik bir alana yayılan park, jaguarların korunması ve ekoturizm açısından hayati önem taşıyor ve 15 yılı aşkın süredir ziyaretçi çekiyor. Bu hayvanların ve yaşam alanlarının hayatta kalması yalnızca biyolojik çeşitlilik açısından değil, aynı zamanda yerel ekonomi ve toplum için de hayati öneme sahiptir. İtfaiye ekipleri, askeri personel ve gönüllülerin yorulmadan çalıştığı yangınla mücadele çalışmaları sürüyor. Yangınlar sadece bölgenin flora ve faunasını değil aynı zamanda insan yerleşimlerini ve turistik tesisleri de tehdit ediyor. Bu çabalara rağmen, acil hava tahminleri yangınların söndürülmesine yardımcı olacak çok az yağmur umudu sunuyor.
Meteorolog Renato Libonati, mevcut krizi, Brezilya’yı kasıp kavuran sıcak hava dalgasına ve El Niño fenomenine bağlıyor; bu olaylar, her ikisi de kuru ve yangına yatkın koşulları daha da kötüleştiriyor. Bu faktörlerin birleşimi, yangınlarla mücadele edenler için lojistik bir kabus yarattı. Angelo Rabelo gibi yerel çevreciler, ulusal orman itfaiyecilerinin çabalarına destek olarak kendi itfaiye ekiplerini kurdular. Uzak bölgelere erişim zorludur ve çoğunlukla havadan destek gerektirir.
Buna yanıt olarak Mato Grosso do Sul eyaleti, yangınla mücadele çalışmalarına yardımcı olmak için uçakları konuşlandıran ve etkilenen belediyelerde olağanüstü hal ilan eden ortak bir görev gücü başlattı. Komşu Mato Grosso da müdahale ekibini güçlendirdi ve krizle mücadele için ek fon ayırdı. Yangınlar bölgeye erişimi etkiledi ve sosyal medyada arabaların alev koridorlarında ilerlediğini gösteren videolar dolaşıyor.
Duman, otoyolların geçici olarak kapanmasına ve küçük bir uçak kazasına bile yol açarak kurtarma ve yangınla mücadele operasyonlarını daha da karmaşık hale getirdi. Yerel topluluklar, ilk yardım çağrılarının dikkate alınmadığını düşünerek yetkililerin tepkisinden duydukları hayal kırıklığını dile getiriyor. Encontro das Aguas parkının yakınındaki Porto Jofre’de hayvan kurtarma ve yangınla mücadelede aktif olarak yer alan Veteriner Enderson Barreto, etkiyi “ölçülemez” olarak nitelendirdi.
Ekosistemin yağmurdan sonra yenilenmeye adapte olduğu Pantanal’da yangınlar doğal bir olay olsa da, yakın zamanda çıkan yangınların yoğunluğu ve sıklığı önemli bir tehdit oluşturuyor. Bunun sonucunda hayatta kalan yaban hayatı mahsur kalır ve yaşam alanı kalmaz. Mevcut durum ciddi olsa da, 3,5 milyon hektarın üzerinde alanı tüketen ve jaguarlar da dahil olmak üzere yaban hayatına geniş çapta zarar veren 2020 yangınlarının gerisinde kalıyor. Barreto’nun yerden yaptığı gözlemler, bu yılki yangınlardan küçük sürüngenlerin ve amfibilerin özellikle ağır darbe aldığını gösteriyor ve bu olayların yaygın ekolojik etkisinin altını çiziyor.